Savaş esnasında askere komutanlık edenlerin söylediği sözler, aslında askerin durumun ciddiyetini daha iyi anlayarak motive olmasına ve daha iyi bir şekilde savaşmasına neden olacak kilit sözler niteliği taşımaktadır. Bu yazımızda Ordular İlk Hedefiniz Akdeniz Sözü Hangi Savaşta Söylendi? Sorusunun cevabının yanı sıra, bu savaş hakkında detaylı bilgilere yer vereceğiz.
Ordular İlk Hedefiniz Akdeniz Sözü Hangi Savaşta Söylendi?
Ordular İlk Hedefiniz Akdeniz’dir İleri sözünü, Mustafa Kemal Atatürk Anadolu’nun işgalinde büyük taarruz yapmayı planladığı kritik süreçte söylemiştir.
Mustafa Kemal Atatürk Ordular İlk Hedefiniz Akdeniz’dir İleri sözünü hangi savaşta söyledi? Sorusunun cevabına gelecek olursak, bu söz tarihte Başkomutanlık Meydan Muharebesi olarak anılan, büyük taarruzda askerlerini motive etmek ve zafere olan inançlarını pekiştirmek için söylenmiştir.
Düşman karşısında imkânsızlıklar içinde yapılan bu savaşta, liderlik vasfı taşıyan insanların söylemiş olduğu sözler büyük önem taşımaktadır. Zira askerin umudunun en fazla kırılmış olduğu durumlarda söylenebilecek etkileyici sözler arasında yer alan Ordular İlk Hedefiniz Akdeniz’dir İleri sözü, askerin solan umutlarının yeşermesi için komuta kademesinden gelen can suyu niteliği taşımaktadır.
Tarih konularında sıklıkla karşılaştığımız Ordular İlk Hedefiniz Akdeniz’dir İleri sözü hangi savaşta söylendi? Sorusunun cevabı bu şekildedir.
Başkomutanlık Meydan Muharebesi
Anadolu’nun düşman işgaline yönelik yapılan büyük taarruz, 26 ağustos 1922’de da Türk topçu atışının yapılmasıyla Dumlupınar’da gerçekleşmiştir. Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde yapılan büyük taarruz Yunan ordusuna karşı verilmiş, büyük bir meydan muharebesi olarak Türk tarihine geçtiği gibi, dünya savaş tarihinde de yerini alan önemli muharebelerden biridir.
Sakarya’da zafere ulaşan Türk ordusu, Yunan ordusuna karşı zafer kazanacak durumda olmadığı için, başkomutan Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde büyük taarruz için önemli hazırlıklara başlandı. Hazırlık döneminde ülkenin her tarafına, ordunun gerekli olan ihtiyaçlarının karşılanması için emir verildi.
Son derece gizlilik içerisinde yapılan hazırlık aşamasında asker sayısının artırılması ile birlikte, İstanbul’da bulunan silah depolarından Anadolu’nun çeşitli yerlerine silah sevkiyatları yapıldı. Bir yandan bu silah sevkiyatları yapılırken diğer yandan ise, İtalyan ve Fransızların çekilirken geride bırakmış oldukları mühimmat ve silahlar orduyu desteklemek için kullanıldı. Bunun yanı sıra Rusya’dan alınan silahlarla, büyük taarruz hazırlıkları önemli ölçüde hız kazanmış oldu. Bu dönemde silah sevkiyatlarının biraz uzun sürmesi nedeniyle, TBMM’de Mustafa Kemal’e karşı daha gür bir şekilde muhalefetin sesi yükselmeye başladı. Geciken sevkiyatlar nedeniyle daha öncesinde üçer aylık zamanla uzatılan başkomutanlık yetkisinin bir kez daha uzatılmasının istenmesi üzerine, meclisten yeterli oy alınamadığı da bilinmektedir.
Mustafa Kemal’in 6 Mayıs 1922’de mecliste yaptığı konuşma sonrasında yeniden oylama yapıldı ve süresiz olarak başkomutanlık yetkisi uzatılmış oldu. Büyük taarruz başlamadan önce sorununun barışçıl yollardan çözülmesi için Avrupa’ya gönderilen Dışişleri Bakanı Yusuf Kemal Bey olumlu bir sonuç alarak dönemediği için, 26 ağustos tarihinde günün ağarmaya başlaması ile birlikte, ilk topçu atışımızla büyük taarruz harekâtı başlamış oldu.
Mustafa Kemal Bizzat Yönetti
Mustafa Kemal Atatürk’ün savaşı bizzat yönetmesi nedeni ile Başkomutanlık Meydan Savaşı olarak da adlandırılan savaş, aynı zamanda Dumlupınar Meydan Savaşı olarak da bilinmektedir. Savaşta büyük bir yenilgiye uğrayan Yunan ordusu Yalova, Bandırma ve İzmir bölgelerine doğru kaçtı. Türk ordusu tarafından Yunan başkomutanı General Trikopis ve daha birçok Yunan subayı da esir alınmış oldu.
Yunan ordusunun kaçmaya başladıktan sonra yeniden bir savunma hattı oluşturabileceğini düşünen Mustafa Kemal Atatürk bunu engellemek için, Ordular İlk Hedefiniz Akdeniz’dir İleri emrini vererek, Türk ordusunun 9 Eylül tarihi itibariyle, İzmir’e kadar girmesini sağladı. Savaş 30 ağustos tarihinde net olarak kazanılmış olsa da, tarihler 18 Eylül gösterirken, işgalci kuvvetler batı Anadolu’dan tümüyle çıkarılmış oldular.
Ülkemizin kader savaşlarından birisi olan Başkomutanlık Meydan Savaşı sırasında, Fahrettin Paşa, Kazım Paşa, Yakup Şevki Paşa ve Nurettin Paşa gibi isimlerinde büyük katkıları oldu.
Taarruza geçmeden önce paşalarla sık sık gizli görüşmeler yapan Mustafa Kemal, yine bir gizli görüşmede geçen diyalog da, zafere olan kesin inancını verdiği cevaplarla göstermiş oldu.
Yakup şevki paşa bu taarruzun milletin varını yoğunu bir zar atmaya benzettiğinde, Mustafa Kemal o zaman bu taarruzda kesin sonuç almak zorundayız demiştir. Kemalettin Sami Paşa ise askerin geri teşkilatının düşmanı 20 kilometreden daha fazla takip edemeyeceğini belirtmesi üzerine, Mustafa Kemal Atatürk “o zaman düşmanı 20 kilometre kaçmadan yok etmeliyiz’ diyerek, zafere olan kesin inancını paşalara da aşılamıştır.