Kiralık Konak Özeti

Kiralık Konak özeti, bir töre romanı şeklinde üç kuşak çatışmasını konu almaktadır. Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Osmanlı İmparatorluğunun çöküş döneminde konu aldığı İstanbul’da batılılaşma adı altında geleneklerin kültürel erozyonun etkilerinden bahsediyor. Yazarın ilk romanıdır. Realist bir dil ile yazılan roman, ahlaki dengenin yozlaşmasını ve değer yargıların çöküşüne dair ustaca bir dil ile ele alınmıştır. Karaosmanoğlu’nun ikinci kitabı olan Nur Baba adlı romanı, Kiralık Konak romanının ardından yazılmıştır.

Kiralık Konak Romanının Özeti

Kiralık Konak ÖzetiPin

Kiralık Konak özeti Başlangıcı… Naim Efendi pek varlıklı, varlıklı olmasının yanı sıra hesaplı biriydi aynı zamanda. Kendisine ailesinden kalan bir serveti bulunmaktaydı. Servetini büyük bir özen ile koruyup idare ettiren Naim Efendi, II. Abdülhamit döneminde Osmanlı Devletinde yüksek mevkilerde görev almış, birçok valilikte aktif rol oynamıştı.  Gençliği, doğup büyüdüğü İstanbul’da geçen Naim Efendi, konağında renkli toplantılar düzenleyip, dostları arasında hoş sohbet ve davetine icap eden misafirleri eğlendirmeye pek meraklıydı. Fakat içerisinde bulunduğu dönemde bu eylemleri yapmak tamamen yasaklanmıştı. Naim Efendi, yeni düzen zamanı yazılan şiirler, okunan şarkılar bir yana  dursun bu yeni lisana dahi aklı ermiyordu. Bundan henüz 5 sene evveline kadar karısı Nefise Hanımefendi onun yanındaydı, sağlığı, sıhhati ve huzuru yerindeydi.

Kiralık Konak kitabının özetinde artık birçok şey değişmiştir. Naim efendi, çok sevip saydığı karısı vefat ettikten sonra koca konakta kendini bir başına hissetmiş ve eskisi gibi yüzü gülmez olmuştur. Karısının ölümünden sonra evin hanımı Sekine Hanım olmuştur, ancak o, hiçbir yönüyle annesine benzememekteydi. Naim Efendi’nin Damadı Düyunu Umumiye Müfettişlerindendi, Onun saflığından yararlanan Damat Servet Bey, konak içerisinde işleri istediği gibi başına buyruk olarak yönetiyordu.  Naim Efendi’nin torunu Servet Bey’in oğlunun yaşı henüz 20 olmasına karşın, başta Beyoğlu olmak üzere İstanbul’da yer alan tüm büyük gazinoların, lokantaların ve barların daimi müşterisi olmuştu bile. Henüz çok genç yaşlarda olmasına rağmen çok farklı zevk anlayışı gelişmişti. Erkek kardeşinin ipe sapa gelmez sırlarını bilen Seniha ise, zamane modasında yer alan dergilerinde bulunan kadınlara benzeme çabası içerisinde idi. Genç, ince, çolak vücudu kozaya girmiş ipek böcekleri gibi sürekli form değiştirme eğilimi içerisinde gibi bir hali yer alıyordu.

Çay Günleri #

Her hafta başı, Seniha’nın çay günleriydi. Batı kültüründe bulunan tüm aristokrat kadınlar gibi o günleri, güzel giyinir kuşanır ve tam saat 17.00 zamanında konağın salon kısmının köşesinde az görülen bir Hanımefendi endamıyla ziyaretçilerinin teşvik etmelerini beklerdi. Seniha salonun köşesinde yanında iki genç kız ile beraber, halasının torunu olan Hakkı Celis’in kendisine okuduğu şiirlere kulak vermiş görünüyordu. Bu genç kendisinden iki ay kadar küçüktü. Ancak buna rağmen, yazdığı şiirlerinin bazı dergilerde yayımlanmasına rağmen parmakları leke ve mürekkep ile boyanmış, salaş bir pantolonu olan diz vermiş kıyafet giyen zavallı okul çağı çocuğu gibi görünmekten arınamıyordu. Saat 17.00’da konağı Cemil’in yakın arkadaşlarından olan Faik Bey konak ziyaretinde bulundu.

Uzun saçlı, kumral, zayıf ve son derece bakımlı bir delikanlıydı. Henüz ufak yaşlarda birçok Avrupa şehrinde bulunmuş, önemli şehirleri dolaşmış ve buralarda oturmuş olduğu için hareketlerinde samimiyetsizlikten uzak bir izlenim yer almaktaydı. Faik Bey ile Seniha’nın arasındaki arkadaşlıktan öte bir ilişki bulunuyordu ve bu ilişkiyi Seniha’nın yakın çevresi tarafından da bilinmekteydi. Bu da hafif bir flört havası izlenimi veriyordu. İkilinin arasındaki bu ilişki her geçen gün daha fazla arttı.  Faik Bey için Seniha’yı sevmek her geçen gün daha fazla vazgeçilmez bir hal almış ve onun için Seniha bir vazgeçilmez oluvermişti. İkilinin arasındaki sevgi günden güne artmaya başladı. Faik Bey’in kısa sürede vazgeçilmezi olan Seniha’ya bağlılığı kadar aynı zamanda kumara da bağımlıydı. Kiralık Konak özetine huzursuzluk # kısmıyla devam ediyoruz.

Huzursuzluk #

Faik Bey dört gün Seniha’yı görememenin ardından sabah saatlerinde konağa geldi. Saat o kadar erkendi ki tüm konak hanesi uyuyordu. Faik Bey’in saçları dağınık yüzü sapsarıydı ve o her zamanki bakımlı halinden şimdi eser yoktu. Seniha, Faik Bey’e “ne oldu? Ne istiyorsun?” dercesine gözlerini ona dikti. Faik Bey o ana hi bir şey söyleyemedi. Daha sonra Seniha, kardeşi Cemil’den kendisinin kumarda üç yüz elli lira kadar kaybettiğini ve borç almaya ihtiyaç duyduğunu öğrendi. Cemil de bu parayı büyükbabası olan Naim Efendi’den istemesini önerdi. Seniha da bunun mümkün olmadığını söylemesinin ardından, Cemil, ondan elmaslarını rehin olarak vermesini teklif etti.

Seniha bunun üzerine mücevher dolabını açtı ve içinden değerli taşları olan çekmeceyi aldı. Çekmece içerisinde özenle muhafaza ettiği mahfazayı aldı ve tek tek Cemil’in eline verdi. Seniha hayatında ilk defa bu kadar ciddi bir şekilde düşüncelere daldı. Aniden bu hayat ona en çıplak, en yalın, en sade şekliyle kabaca görünmüştü gözüne. Bu hayatta güzelliğin bir hayal, asaletin ve zerafetin insanın üzerinde yalnızca hafif bir cila olduğunu anladı. Tüm bunlar, hoş bir yüze suni bir ifade katmak üzere iki gecelik bir huzursuzluk, saf bir sevgiyi alışveriş haline getirmek için bir kutu iskambil kağıdı, alımlı bir delikanlıyı çıkarcı bir delikanlıya dönüştürmek için üç yüz elli liralık bir borç yetmişti. Seniha tüm bunları düşündükten sonra bu hesaplaşmadan tamamen değişmiş biri olarak çıkmıştı. Kiralık Konak kitabının özetinde ayrı bir öneme sahip olan “Savurganlığın Sonucu” kısmına dikkat etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Çünkü..

Savurganlığın Sonucu #

Bunca savurganlık, eğlenceler ile Naim Bey’in mal varlığı ve Konağın süresi dolmuştur. Faik Bey Seniha ile evlenmek istemez ve yalnızca onu kullanmıştır. Naim Bey ise tüm bunların sonunda hasta düşer. Seniha ise onu ziyarete bile gelmez. Seniha artık bir gelip bir yok olur ve sonunda Avrupa’ya gider. Celis ise bu olaylardan sonra yıkılmıştır. Servet Bey tüm olanlardan Naim Efendi’yi sorumlu tutar. Seniha İstanbul’a gelse de konağa gelmez, babası annesini de alıp konağı terk eder.

Taşınma Fikri #

Konağı kiraya verip, kız kardeşi Selma Hanım’ın yanına taşınma fikri ortaya çıkageldiğinden bu yana Naim Efendi’nin huzuru iyiden iyiye kaçtı. Selma Hanım’ın kararı o kadar net ve katıydı ki hiçbir halükarda bu fikrin önüne geçmek mümkün görünmüyordu.

Naim Efendi “ Ben Burada doğup büyüdüm ve hayatımı burada yaşamışım! Şimdi nasıl bırakıp da gideyim?” diye söylenirken kız kardeşi Selma Hanım ona “Burada örümcekler, fareler arasında yapayalnız ölüp gideceğine, benim yanımda huzur içinde ölmeni tercih ederim” diyordu. Konak günden güne sahibi Naim Efendi gibi çürümeye terk edilir ve kimse onu kiralamaz.

Seniha’nın ve Naim Efendi’nin düştüğü bu hal çok bozulan Celis, sonunda Çanakkale Savaşına katılmak üzere harbe katılır ve burada şehit olur.

Kiralık Konak Özeti ve Ana Fikri

Batılılaşma, modern ve çağdaşlaşmayı; yozlaşma olarak algılayan Avrupa özentisi bir aileyi konu alan Kiralık Konak romanı özeti kültürel erozyonu özetleyen nitelikte bir kitaptır.

Kiralık Konak Ana Karakterleri ve Özet

Naim Efendi: Konağın sahibi ve batılılaşmaya ayak uydurmakta zorlanan varlıklı kişidir.

Seniha: Naim Efendi’nin para ve lüks yaşama düşkün torunudur.

Hakkı Celis: Duygusal ve kırılgan bir delikanlıdır.

Servet Bey: Ailesini kontrol etmekten uzak, çıkarcı ve paragöz damattır.

Faik Bey: Kumarbaz ve Avrupa düşkünü biridir.

Selma Hanım: Naim Bey’in kız kardeşidir.

Kiralık Konak Kitabının Özeti (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

KİTABIN YAZARI: YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞ

 BASIM YILI: 20. BASKI 1999, İSTANBUL LU

YAYINEVİ VE ADRESİ: İLETİŞİMYAYINLARI CAĞALOĞLU, İSTANBUL

KİTABIN ADI : KİRALIK KONAK

Yorum yapın

2